MUSTAFA S. KAÇALİN, 1957’de İstanbul-Kadıköy’de doğdu. Gazimustafakemalpaşa İlkokulunu (1968) bitirdi. Ortaokulu (1972) ve liseyi (1974) Düzce’de okudu. İstanbul-Hasköy Lisesinden mezun oldu (1975). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Dili Kürsüsünden “Bahtiyâr-nâme İndeks (A-H)” başlıklı çalışmayla (1980 Eylül)’de mezun oldu. Bir yıl İstanbul Türk-Alman Kültür Merkezi’nde Almanca öğrendi. 1982’de Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümüne Türk Dili Eğitimi Araştırma Görevlisi olarak alındı. 1983’te askerlik hizmetini tamamladı. 1984’te DAAD [=Alman Öğrenci Değiştirme Hizmetleri]’nin bursuyla iki aylık Almanca dil kursuna katıldı. Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından gönderildiği Macaristan’da Budapeşte ve Szeged’de ana dili okutuculuğu yaparken doktorasını çalıştı (1987-1989). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Dili Ana Bilim Dalında Çinggis Kağan Tarihi Çevirisi. Giriş, Metin, Çeviri, Notlar, Sözlük ve Dizin adlı tez ile doktor oldu (1990). Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü Türk Dili kadrosuna Yardımcı Doçent atanarak öğretim üyesi yapıldı (1994). Dedem Korkut’un Kazan Bey Oğuz-nâmesi Hikayet-i Oguz-name-i Kazan Bég ve Gayrı -Metin ve Açıklamalar- adlı takdim teziyle Eski Türk Dili doçenti oldu (1998). Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı (2000-2002). Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümünde profesörlüğe yükseltildi (2006). Pekin Milletler Üniversitesinde bir yarıyıl misafir öğretim üyesi olarak çalıştı (2010). Türk Dil Kurumu Başkanlığı (2012-2018) yaptı. Türkiye Bilimler Akademisine aslî üye seçildi (2017). Hiç sınıfta kalmadı hep öğrenci kaldı. Rabbinin ‘Kalemle öğretti’ buyruğuna sarıldı öğrenmek için hep kalemle yazdı. Yazılanı yazdı okuduğunu yazdı kendisi için yazdı meslektaşı için yazdı öğrencisi için yazdı soran için yazdı sormayan için yazdı güz geçti ömrünün kışına ulaştı. Yazdıklarını intişar sahasına çıkarmadı. Ulemanın sohbet halkalarına devamı bırakmadı. Konferansı değil vaazı, semineri değil müzakereyi, hitabeti değil ilmi, programlı dersi değil heyecanlı sohbeti tercih etti. Elinizdeki bu eser geçmişte açmış taze güllerin bugüne kalan kurularından bir demet, bir güldeste; dikeni, okumağa vakit ayırmak olsa gerek.